• ALTIN (TL/GR)
    4.322,05
    % 1,03
  • AMERIKAN DOLARI
    39,5851
    % -0,32
  • € EURO
    45,6681
    % -0,99
  • £ POUND
    53,6762
    % -0,71
  • ¥ YUAN
    5,4869
    % -0,07
  • РУБ RUBLE
    0,4961
    % -0,03
  • BITCOIN/$
    106.716
    % -0,45
  • BIST 100
    9.311,88
    % -2,19

OECD, Türkiye’nin büyüme tahminini azalttı.

OECD, Türkiye’nin büyüme tahminini azalttı.

Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD), ticaret politikasındaki belirsizliklerin etkisiyle, global ekonomik büyüme tahminlerini 2023 ve 2026 için yüzde 2,9 olarak revize etmiştir. Ayrıca, Türkiye’nin bu yılki büyüme oranının da aynı yüzde 2,9 olacağı öngörülmektedir.

OECD, “Belirsizlikle mücadele, büyümeyi canlandırma” mottosuyla Ekonomik Görünüm Raporu’nu yayımlamıştır.

Rapor, son zamanlarda ekonomi ve ticaret politikalarındaki belirsizliklerin önemli ölçüde arttığını ortaya koymaktadır. Bu belirsizlikler, iş dünyası ve tüketici güvenini olumsuz yönde etkilerek ticaret ve yatırımları kısıtlamaya başlamıştır.

OECD, bu bağlamda dünya genelindeki ekonomik büyüme tahminini aşağı yönlü güncelleyerek, geçen yılki yüzde 3,3’lük büyümenin ardından bu yıl ve 2026 için yüzde 2,9 tahmininde bulunmaktadır. Mart ayında yayımlanan önceki raporda ise bu oranlar yüzde 3,1 ve yüzde 3 olarak öngörülmüştü.

Global ekonomik yavaşlamanın başta ABD, Kanada ve Meksika olmak üzere belirli bölgelerde yoğunlaşması beklenmektedir; Çin ve diğer ülkelerde ise daha sınırlı bir zayıflama öngörülmektedir.

ABD ekonomisi, geçen yıl yüzde 2,8 büyüyerek 2023’te yüzde 1,6 ve 2026’da yüzde 1,5 oranlarında büyüme beklenmektedir. Daha önce yapılan tahminlerde, bu büyüme oranları sırasıyla yüzde 2,2 ve yüzde 1,6 olarak belirlenmişti.

Avro Bölgesi’nde bu yılki büyümenin yüzde 1 ve 2026’da yüzde 1,2 olarak gerçekleşeceği tahmin edilmektedir. Bunun yanı sıra, Çin ekonomisinin 2024’te yüzde 5 büyüdükten sonra, bu yıl yüzde 4,7 ve gelecek yıl ise yüzde 4,3 büyüme göstermesi öngörülmektedir. Daha önceden yapılan tahminlerde ise bu oranlar sırasıyla yüzde 4,8 ve yüzde 4,4 olarak belirlenmişti.

TÜRKİYE EKONOMİSİ HENÜZ DENGELENME AŞAMASINDA

Türkiye’nin 2023’teki yüzde 5,1 büyümenin ardından 2024’te büyümenin yüzde 3,2 seviyesinde olacağı tahmin edilmektedir. Bu yavaşlama, ekonominin dış ticarete olan bağımlılığını azaltarak net ihracatta daha güçlü bir katkı sağlayacak bir yeniden dengelenme sürecinde olduğunu göstermektedir.

2023 itibarıyla Türkiye’de enflasyon önemli ölçüde azalmışken, Türk lirasının mart ayındaki değer kaybı, ithalat kaynaklı enflasyon üzerinde sınırlı bir etki yaratmıştır. Bu sınırlı etki, politika faizindeki artışla da ilişkilidir.

OECD, Türkiye ekonomisinin bu yıl yüzde 2,9 ve gelecek yıl yüzde 3,3 büyüyeceğini tahmin etmektedir. Önceki raporlarda bu oranlar sırasıyla yüzde 3,1 ve yüzde 3,9 olarak belirlenmişti.

Rapor, sıkı mali koşullar ve mali disiplinin hanehalkı tüketimini sınırladığı belirtirken, zayıf dış ticaretin özel sektör yatırımları ve ihracatın büyümesini olumsuz etkilediği, toparlanmanın ise ancak 2026 yılında kademeli şekilde yaşanacağı öngörülmektedir.

Enflasyonun düşmeye devam etmesi beklenirken, yıllık ortalama enflasyonun bu yıl yüzde 31,4’ten gelecek yıl yüzde 18,5’e düşmesi öngörülmektedir. 2026’nın son çeyreğinde yıllık enflasyonun yüzde 15 civarına gerilemesi beklenmektedir.

ABD’nin uyguladığı yüksek gümrük tarifelerinin, Türkiye ekonomisine dolaylı yoldan etki edebileceği değerlendirilmekte, bazı ihracat sektörlerinin Avrupa’daki talep yavaşlamasından olumsuz etkilenmesi muhtemeldir.

Ayrıca, Türkiye’nin ABD’ye mal ihracatında yüzde 10’luk genel gümrük tarifesi uygulanmakta ve bu durum ihracatın toplamı içinde yüzde 6 payla sahip olması ile GSYH’nin yaklaşık yüzde 1’ini oluşturması nedeniyle sınırlı bir etkisi olacağı düşünülmektedir.

Türkiye, 2018’den bu yana ABD’nin çelik ve alüminyuma yönelik uyguladığı tarifeler nedeniyle, bu alandaki etkilerden daha az etkilenmektedir.

PARA POLİTİKASI VE ENFLASYON İLİŞKİSİ

Rapor, sıkı para politikasının enflasyonun düşmesinde temel bir faktör olduğunu göstermektedir. Enflasyonun gerilemesi ve belirsizliklerin azalması durumunda, politika faizinde kademeli bir gevşeme sağlanması muhtemeldir. Herhangi bir global ya da ticari çatışma yaşanmadığı takdirde, politika faizinin 2026 sonunda yüzde 25’e düşeceği öngörülmektedir.

Dezenflasyon sürecinin ilerlemesiyle birlikte, 2025 yılından itibaren daha az sıkı bir para politikası izlenerek, tüketim ve yatırımların desteklenebileceği düşünülmektedir.

Türkiye’de makroekonomik istikrar politikalarının sürdürülmesi, kalıcı enflasyon hedeflerine ulaşılması açısından önerilmektedir. Öngörülebilir bir politika ortamının oluşturulması, yatırımcı güvenini artırarak doğrudan yatırımları çekmeye yardımcı olacaktır. Ayrıca, yapısal reformlar Türkiye’nin ekonomik büyüme potansiyelini artırma yolunda önemli bir rol oynayacaktır.

Bütçe açığının GSYH’ye oranının 2024’teki yüzde 4,9’dan, 2025’te yüzde 3,3 ve 2026’da yüzde 3 seviyesine düşmesi beklenmektedir. Bu durum, mali disiplin, sermaye ve transfer harcamalarının azaltılması ve gelir performansındaki artışla sağlanabilecektir.

YORUMLAR YAZ