Faiz indirimi beklentisi bir sonraki aya mı kaydırıldı? Altın hâlâ güvenli liman mı?

İsrail’in İran’a Saldırısı Piyasalarda Tansiyonu Artırdı: Merkez Bankası’nın Faiz Kararı Merakla Bekleniyor

İsrail’in geçtiğimiz gün İran’a gerçekleştirdiği hava saldırısının ardından piyasalarda risk algısının yükselmesiyle birlikte, yatırımcılar hisse senedi gibi dalgalı varlıklardan çıkmaya başladı. ‘Güvenli liman’ olarak bilinen altına yönelim artarken, Borsa İstanbul, bu süreçten en çok etkilenen borsa oldu. Avrupa borsalarında kayıplar yaklaşık %1 iken, Borsa İstanbul’da düşüş %5 seviyelerine kadar yaklaşmıştı.

BIST 100 Endeksi, haftanın son işlem gününü %2,19’luk bir kayıpla 9.311 puandan kapadı. Haftalık değerlendirmede, en yüksek düşüş %3,24 ile Alman Borsası’na aitken, İtalya, İsveç, İspanya, Avusturya ve İtalya borsalarında da kayıplar Borsa İstanbul’u geçti. İki ülke arasında çıkan çatışmalar, piyasalardaki endişeleri artırırken, her iki taraftan gelen tehdit açıklamaları jeopolitik gerginliği yükseltti.

Savaşın Gelişimi Piyasalarda Etkili Olacak

Cuma güne kadar küresel piyasalarda, özellikle ABD-Çin gümrük görüşmelerinden gelen olumlu haberlerle toparlanma gözlemlenmişti. Ancak Ortadoğu’daki gerginliğin artması, piyasa dinamiklerini tamamen değiştirdi. Yeni haftada, hem yerel hem de uluslararası piyasalarda ana gündem, İsrail ve İran arasındaki gelişmelere odaklanacak. Çatışmaların yoğunlaşması veya gerginliğin azaltılmasına yönelik olumlu açıklamalar, piyasalardaki yönü belirleyecek en önemli unsurlar arasında olacak.

Faiz İndirimi Beklentileri Yeniden Gözden Geçiriliyor

Artan jeopolitik gerilim, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın Perşembe günü gerçekleştireceği Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısı için faiz indirim beklentilerini etkiledi. Genel beklenti, Merkez Bankası’nın faiz oranlarında değişiklik yapmayacağıydı; ancak bazı analistler toplantıda sınırlı bir faiz indirimi olasılığını ortaya koymuştu.

İsrail’in saldırısının ardından petrol fiyatlarının hızlı yükselmesi ve gerginliğin ne kadar süreceğine dair belirsizlik, bu indirime dair beklentilerin bir sonraki toplantıya ertelenmesine neden oldu.

Anadolu Ajansı Finans’ın gerçekleştirdiği beklenti anketine katılan 23 ekonomistin 19’u, politika faizinin sabit kalacağı yönünde öngörüde bulundu. Diğer katılımcılar ise çeşitli oranlarda faiz indirim beklediklerini ifade etti. Unutulmaması gereken, nisan ayındaki PPK toplantısında politika faizinin 350 baz puan artırıldığıdır.

Borsa İstanbul Kritik Destek Seviyelerinde Seyrediyor

İsrail-İran gerilimi ve Merkez Bankası’nın alacağı kararlar, Borsa İstanbul’un yönü üzerinde etkili olacak önemli değişkenlerden biri. Teknik analizler, BIST 100 Endeksi’nin 9.200 puan desteğinin üzerinde kalmasının önemli olduğunu gösteriyor. Eğer Orta Doğu’daki tansiyon düşer ise endeksin 9.600 ile 9.700 puan direnç seviyelerini test etmesi bekleniyor. Aksi halde, gerginliğin artması durumunda 9.000 puan bandı kritik destek noktası olarak izlenecek.

Petrol Fiyatları Enflasyonu ve Cari Dengeyi Etkileyecek

İsrail-İran sıcak çatışması öncesinde piyasalarda Merkez Bankası’nın faizi sabit tutacağı düşünülüyordu. Ancak İsrail’in saldırısı sonrasında uluslararası petrol fiyatlarında meydana gelen artış, enflasyon beklentileri üzerinde baskı yaratıyor. Uzmanlar, bu artışın kalıcı olup olmayacağı konusunda Merkez Bankası’nın politikaları üzerinde belirleyici olabileceği görüşündeler.

Kısa vadede, eğer gerginlik yatışırsa, petrol fiyatlarının düşmesi ve enflasyon üzerindeki etkisinin azalması öngörülüyor. Diğer bir senaryoda ise petrol fiyatlarının artışının sürmesi halinde, enflasyonla mücadele stratejilerinde yeni düzenlemeler yapılması gerekebilir.

Petrol fiyatlarındaki dalgalanmaların Türkiye için bir diğer önemli etkisi cari işlemler dengesi üzerindeki baskıdır. Daha önce yapılan açıklamalara göre, petrol fiyatlarının her 10 dolarlık artışı, cari açığı yaklaşık 4 milyar dolar büyütebiliyor. Bu nedenle, döviz rezervleri üzerindeki baskının artabileceği öngörülmektedir. Petrol fiyatlarının seyrinin, Türkiye’deki enflasyon ve makroekonomik dengeler üzerinde belirleyici olacağı düşünülmektedir.