• ALTIN (TL/GR)
    4.199,48
    % -1,30
  • AMERIKAN DOLARI
    39,9584
    % 0,32
  • € EURO
    47,0584
    % 0,42
  • £ POUND
    54,8401
    % -0,17
  • ¥ YUAN
    5,5614
    % 0,22
  • РУБ RUBLE
    0,5086
    % 0,62
  • BITCOIN/$
    109.957
    % 0,77
  • BIST 100
    9.404,89
    % 1,12

Trump döneminde küresel ekonomide yeni bir evre: Korumacılık artıyor, bölgeselleşme derinleşiyor

Trump döneminde küresel ekonomide yeni bir evre: Korumacılık artıyor, bölgeselleşme derinleşiyor

Dünyada korumacı politikaların artışı, küresel iktisadi düzende kaçınılmaz bir dönüşüm sürecini başlattı. Bu dönüşüm, giderek daha fazla “bölgeselcilik” anlayışı ile pekiştirilerek ele alınıyor.

“Korumacılığın Yeniden Yükselişi” başlıklı dosya haberinin son bölümünde, ticaretteki artan korumacılık uygulamalarının, dünya ekonomisi üzerindeki olası etkileri ve sistemin nasıl bir yapıya evrileceği gözler önüne serildi.

Özellikle 2025 yılı itibarıyla, ABD Başkanı Donald Trump’ın ikinci döneminin başlangıcıyla birlikte, küresel ekonomik sistemin merkantilist politikalarla yeniden şekilleneceği öngörülüyor.

Trump’ın uyguladığı tarifeler ve diğer ülkelerden gelen karşı hamleler, serbest ticaretin yerini yeni korumacılığa bırakacağı algısını oluşturuyor. Bu durum sonucunda ülkelerarası ekonomik işbirliğinin azalması ve ticaretin kısıtlanmasıyla birlikte bölgeselleşmenin öneminin artacağı değerlendiriliyor.

Analistler, son yıllarda yükselen belirsizlikler ve jeopolitik gerginliklerin ülkeleri daha içe dönük politikalara yönlendirdiğini belirtirken, 2008 finansal krizinden bu yana güçlenen korumacı eğilimlerin, Kovid-19 pandemisi ve ABD-Çin ticaret savaşıyla daha da belirgin hale geldiğinin altını çiziyor.

Ekonomik ilişkilerdeki kırmızı çizgiler, yeni ittifakların oluşumuna olanak tanırken, özellikle ABD ve Çin gibi büyük ekonomilerin diğer ülkelerle işbirliği yapma ihtimali de gündemde. Çin’in Güneydoğu Asya ülkeleriyle kurduğu ilişkiler ve ABD’nin ticaret politikalarında İngiltere’ye yönelik esneklik gösterme çabaları, bu süreci şekillendiren unsurlar arasında yer alıyor.

Yeni Yöntemler ve Koralık Anlayışı

Marmara Üniversitesi İktisat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Babacan, bu gelişmeler doğrultusunda küresel iktisadi düzende orta ve uzun vadede dönüşümün kaçınılmaz olduğunu vurguluyor. Dönüşüm sürecinin nasıl gerçekleşeceğine dair birden fazla senaryonun bulunduğunu belirtiyor.

Korumacılığın farklı yorumlanma biçimlerinin ve tercih sebeplerinin değişkenlik gösterdiğini ifade eden Babacan, bu durumun bölgeselleşme eğilimlerini hızlandırabileceğini kaydediyor.

Tarihsel olarak merkantilizm ve yeni korumacılığın benzer çerçeveler taşıdığına da dikkat çeken Babacan, bugünkü korumacılığın çok yönlülük veya çok taraflılık boyutlarına dönüştüğünü belirtiyor. Merkantilizmin özünde çatışmacı bir yaklaşım olduğunu vurgulayan Babacan, geçmişte bu felsefeyle hareket eden büyük güçlerin birbirleriyle en fazla savaştığı dönemleri hatırlatıyor.

Modern çağda bu dinamiklerin ve ilişkilerin yeniden şekillendiğini, merkezin çevreleşen güçlere doğru kaydığını belirtiyor.

Babacan, serbest ticaret ve korumacı eğilimlerin günümüz küresel ekonomik sisteminde iç içe geçmiş şekilde devam ettiğini, korumacılığın özellikle ABD ile Çin arasında giderek artan bir mücadelenin odak noktası haline geldiğini aktarıyor.

ABD ile Çin arasındaki dengelerin kısa-orta vadede devam edeceğini düşündüğünü belirten Babacan, bu mücadelenin dinamik doğasının belirsizlikler içerdiğini ifade ediyor.

Yeni korumacılığın etkilerinin yalnızca büyük güçlerle sınırlı kalmadığını, farklı coğrafyalarda da etkisini gösterdiğini belirten Babacan, bölgeselleşmenin giderek daha fazla önem kazandığını vurguluyor.

Bu süreçte Kovid-19 pandemisinin de önemli bir rol oynadığını belirten Babacan, arz ve talep yönlü iktisadi oluşumların yeniden düşünülmesini zaruri hale getirdiğini kaydediyor.

Yerli Ekonomilerin Geleceği

Prof. Dr. Babacan, mevcut koşullarda ülkelerin yerli üretimi artırma çabalarının önem kazandığını ve gelecekte yerli ekonomi kapasitesinin daha fazla önem taşıyacağı öngörüsünde bulunuyor.

Yeşil ekonomik dönüşüm ve sürdürülebilirlik konularının, Kovid-19 sonrası dönemde kritik bir rol oynayacağını ifade eden Babacan, bu temaların yeni korumacılığın formunda da önemli bir yere sahip olduğunu belirtiyor.

AB ile Ticarette Yeni Denge Arayışı

Babacan, Türkiye’nin bu süreçte hem fırsatlar hem de zorluklar ile karşılaşacağını vurgularken, salgın döneminin verdiği avantajların, Türkiye’nin avantajlarını artırdığına dikkat çekiyor.

Küresel ekonomik bağlamda taşımacılık maliyetleri ve enflasyonun Türkiye için önemli yenilikler sunmasına rağmen, bu süreçte AB ile olan ticaretin yeniden dengelenmesi ve çeşitlendirilmesi gerektiğinin altını çiziyor.

Küresel Ticaretin Geleceği

Bahçeşehir Üniversitesi Finansal Araştırma ve Uygulama Merkezi Direktörü Prof. Dr. İbrahim Ünalmış, dış ticarette ansız kapanmaların olmayacağını belirtiyor. Ülkelerin birbirleriyle ticaret yapma ihtiyacının sürekliliğinin önemine değiniyor.

Ayrıca, stratejik sektörlerin ön plana çıkacağı ve bu alanlarda ülkelerin kendine yeter hale gelmeyi hedefleyeceği bir sürece girildiğini belirtiyor.

YORUMLAR YAZ