Geçtiğimiz hafta İran ile İsrail arasında sağlanan ateşkesin ardından, Hürmüz Boğazı’ndaki ticari gemi trafiğinde haftalık bazda belirgin bir artış yaşanırken, ham petrol ve petrol ürünleri taşıma maliyetleri önemli ölçüde azaldı.
Dünya ticareti için kritik bir konumda bulunan Hürmüz Boğazı, İsrail’in İran’a yönelik saldırılarıyla başlayan 12 günlük çatışma sürecinde dikkatleri üzerine çekmişti. İran’ın Boğaz’ı kapatabileceği endişeleri, buradan geçen petrol ve sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) ticaretinin aksayabileceği kaygılarıyla birlikte, fiyatların ve taşıma maliyetlerinin keskin bir şekilde artmasına neden olmuştu.
İki ülke arasında 12 gün süren çatışmalara rağmen, Hürmüz Boğazı’ndaki ticari gemi trafiğinde büyük bir düşüş gözlemlenmedi. Ancak 24 Haziran’da duyurulan ateşkesle birlikte, Boğaz’dan geçişler üzerindeki kaygılar azalmış durumda.
İngiltere Deniz Ticaret Örgütü (UKMTO), 23-29 Haziran haftasına dair Orta Doğu değerlendirmesinde, bölgede tehdit seviyesini “önemli” olarak tanımladı. Ancak Hürmüz Boğazı’ndaki ticari gemi trafiğinin normale döndüğünü ve denizcilik açısından herhangi bir tehdit bulunmadığını bildirdi. UKMTO, ateşkesin güçlendirilmesinin Basra Körfezi’ndeki denizcilik gerginliğini azaltacağını belirtti.
UKMTO verilerine göre, 23-29 Haziran döneminde Hürmüz Boğazı’ndan 885 gemi geçiş yaptı. Bu sayı, İran ve İsrail arasındaki çatışmaların sürdüğü 16-22 Haziran haftasındaki geçişlere göre yüzde 4 oranında bir artış gösterdi.
Öte yandan, İsrail’in İran’a saldırılarından önceki 8-15 Haziran haftasında Hürmüz Boğazı’nı 900’ün üzerinde ticari geminin kullandığı kaydedilmiştir.
Gerçek zamanlı takip platformu MarineTraffic’ten edinilen bilgiler de, çatışma döneminde Hürmüz Boğazı’nda ticari gemi trafiğinin çift yönlü olarak devam ettiğini ve ateşkes sonrasında geçişlerin belirgin bir artış gösterdiğini onaylıyor.
Ateşkesin ilan edildiği 24 Haziran’da Hürmüz Boğazı’ndan geçiş yapan ticari gemi sayısı günlük 110’a yükseldi.
ATEŞKES SONRASINDA PETROL TAŞIMA MALİYETLERİ DÜŞÜYOR
Çatışmalar süresince Hürmüz Boğazı’nın kapatılabileceğine dair endişeler ve tanker operatörlerinin temkinli yaklaşımları, buradan ham petrol ve petrol ürünleri taşıma maliyetlerinin önemli ölçüde artmasına neden olmuştu. Hürmüz Boğazı’ndan geçen petrol ve ürünlerinin büyük bir kısmının Asya’ya ulaşması dolayısıyla Orta Doğu-Çin ve Orta Doğu-Japonya hatlarında taşıma maliyetleri yükseliş göstermişti.
Londra Menkul Kıymetler Borsası’ndan (LSEG) elde edilen “LSEG Shipping Insights” verileri, Orta Doğu’dan Çin’e giden çok büyük ham petrol tankerleri için belirlenen referans navlunların 12 Haziran’daki 44,92 Worldscale puanından, 24 Haziran’da 90 Worldscale puanının üzerine çıktığını göstermektedir. Worldscale puanları, her büyük rota için yıl başında belirlenmiş sabit bir temel ücretin yüzdesi olarak ifade edilir.
25 Haziran itibarıyla trafikteki düşüşle birlikte referans navlun, 30 Haziran’da 50 Worldscale puan seviyesine geriledi. Böylece, Orta Doğu’dan Çin’e ham petrol taşıma maliyeti ateşkes öncesine göre yüzde 44,5 azaldı.
Orta Doğu’dan Japonya’ya TC1 rotasında rafine petrol ürünleri taşıyan LR2 tipi orta boy tankerler için referans navlunlar, 12 Haziran’da 116,84 Worldscale puan iken, 24 Haziran’da 230 Worldscale puanını aşmıştı.
Ateşkes sonrası 25 Haziran itibarıyla maliyetlerin gerilemesiyle, Orta Doğu-Japonya rotasında petrol ürünleri taşımaya ilişkin referans navlun 30 Haziran’da 140 Worldscale puan seviyesine düştü ve ateşkes öncesine göre yüzde 39 oranında bir azalma yaşandı.
Hürmüz Boğazı’ndaki taşıma maliyetleri hala çatışma öncesi seviyenin üzerinde kalmakla birlikte, analistler piyasanın risk odaklı yapıdan arz-talep dinamikleriyle şekillenen bir yapıya geçiş yaptığını ve navlun fiyatlarında düşüş potansiyelinin mevcut olduğunu belirtiyor.