• ALTIN (TL/GR)
    4.312,78
    % 0,91
  • AMERIKAN DOLARI
    40,1901
    % 0,22
  • € EURO
    47,1146
    % 0,08
  • £ POUND
    54,2331
    % -0,36
  • ¥ YUAN
    5,6047
    % 0,36
  • РУБ RUBLE
    0,5153
    % -4,85
  • BITCOIN/$
    117.980
    % -0,28
  • BIST 100
    10.358,46
    % 0,26

Küresel sistemde dolarsızlaşma hızlanıyor.

Küresel sistemde dolarsızlaşma hızlanıyor.

Doların başlıca para birimleri karşısındaki değerini ölçen dolar endeksi, 2023 yılının ilk yarısında yüzde 11’in üzerinde düşüş yaşayarak 97 seviyesine geriledi. Bu, 1973 yılından bu yana yılın en kötü ilk yarısı olarak kaydedildi. Endeks, ABD Başkanı Donald Trump’ın gümrük vergilerini açıkladığı 2 Nisan tarihinden bu yana da yüzde 7 değer kaybı yaşadı.

Uluslararası yatırımcıların dolara olan güvenleri zayıflarken, bu durum küresel finans sisteminde belirsizliği artırıyor. Trump yönetiminin politikalarının küresel ticarette yarattığı parçalanma ve jeopolitik belirsizlikler, merkez bankalarını ve yatırımcıları dolardan uzaklaştırarak alternatif varlıklara yönelmeye itiyor.

Trump yönetimi, ABD ihracatını desteklemek amacıyla doları zayıflatma yönünde adımlar atarken, dolar bu yıl avro karşısında yüzde 12’den fazla değer kaybetti. Bu durum, ABD’nin dış ticaret açığını daraltmaya katkı sağlasa da yüksek bütçe açıkları nedeniyle borçlanma maliyetleri açısından risk oluşturuyor.

Çin, para birimi yuanın değerini dolara sıkı bir şekilde bağlı tutmaya devam ediyor. Bu durum, Çin’in ihracat fiyatlarının başta Avrupa olmak üzere önemli pazarlarda daha rekabetçi olmasına olanak sağlıyor.

BRICS ülkeleri, dolardan uzaklaşma çabalarını hızlandırdı. Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika’dan oluşan bu grup, ticari işlemlerinde doları daha az kullanma yönünde adımlar atıyor. Trump, 8 Temmuz’da BRICS’in “doları yok etmeye çalıştığını” iddia ederek buna müsaade etmeyeceğini açıkladı.

Resmi Parasal ve Finansal Kurumlar Forumu’na (OMFIF) göre, merkez bankalarının yaklaşık yüzde 70’i ABD’deki siyasi gelişmelerden endişeli. Katılımcıların net yüzde 16’sı önümüzdeki 12-24 ay içerisinde avro varlıklarını artırmayı planlarken, yüzde 32’si ise altın rezervlerini yükseltmeyi hedefliyor.

Trump’ın mali politikalarına dair belirsizlikler, kamu harcamalarını kısmaya dair vaatlerin boşa çıkması ve dış politikasının yabancı ülkelere yük bindirme eğilimi, yabancı yatırımcıların ABD piyasasından uzaklaşmasına yol açabilecek önemli etkenler arasında sayılmaktadır.

Avrupa Merkez Bankası (ECB) Başkanı Christine Lagarde, doların zayıflamasıyla birlikte avronun uluslararası sistemde daha fazla rol üstlenebileceğini vurguladı. Lagarde, 26 Mayıs’ta Berlin’de gerçekleştirilen “Parçalanmış Bir Dünyada Avrupa’nın Rolü” forumunda, çok taraflı işbirliklerinin yerine ikili ilişkilerin geçtiğini belirterek mevcut küresel düzenin temellerinin sarsıldığını ifade etti.

Lagarde, “Küresel düzende büyük bir değişim görüyoruz. Açık piyasalar ve çok taraflı kuralların yıkılması, sistemin temel taşını oluşturan doların hakimiyetini tehdit ediyor.” dedi. Avronun uluslararası rolünün artmasının, Avro Bölgesi’ne daha düşük finansman maliyetleri sunabileceğine ve döviz kuru dalgalanmalarını azaltarak yaptırımlara karşı güçlendirme sağlayacağına dikkat çekti.

Çin Merkez Bankası Başkanı Pan Gongsheng, küresel döviz sisteminde reform beklentilerini dile getirerek, tek bir ülkenin para birimi üzerine kurulu sistemin risklerine dikkat çekti. Gongsheng, çok kutuplu bir sistemin gerekliliğini savunarak, ABD’deki mali ve düzenleyici sorunların küresel finansal kriz riskini artırabileceğine işaret etti.

Alternatif para birimlerinin güç kazanma potansiyeli artış gösterirken, ABD dolar hakimiyetini kaybetme niyetinde görünmemektedir. ABD Kongresi’nde “haksız yabancı vergiler” uygulayan ülkelere karşı yaptırımlar öngören yasa tasarısı tartışılmakta ve bu durum analistlerin “sermaye savaşları” konusunda endişelerini dile getirmesine neden olmaktadır.

ABD’nin toplam borcu şu anda 37 trilyon dolar seviyesindedir ve bu rakamın 2030’a kadar 47 trilyonu aşması beklenmektedir. Faiz ödemeleri mevcut federal vergi gelirlerinin yaklaşık yüzde 20’sini oluşturmaktadır. Bu durum, ABD tahvil piyasasının ve dolardaki küresel konumunun sorgulanmasına yol açmaktadır.

Elon Musk, Trump’ın son bütçe yasasını eleştirerek aşırı borçlanmaya dayalı mali politikaları hedef aldı. ABD dolarına dayalı stabilcoin’lere ilişkin yeni düzenlemeler ile doların dünya genelinde “milyonlarca yeni kullanıcıya” ulaşması hedefleniyor. Bu dijital varlıkların ABD’nin borç yönetiminde daha hızlı ve etkili bir araç olabileceği belirtiliyor.

Trump’ın ticaret politikaları, ithalat fazlalarını azaltmaya yönelik bir strateji izlerken, bir yandan güçlü doları savunmakta diğer yandan ise zayıf dolardan faydalanmayı amaçlayan çelişkili bir yaklaşımı yansıtmaktadır.

Brookings Enstitüsü’nden Robin Brooks, ABD’nin borç seviyelerine ilişkin endişelerini dile getirirken, doların yerini alabilecek bir alternatifin henüz ortaya çıkmadığını belirtti. Bunun temel nedeninin alternatiflerin mevcut olmaması olduğuna dikkat çekti.

Çin yuanının devlet kontrolünde kalması ve yeterince uluslararası olarak kabul görmemesi ile avronun Avro Bölgesi içindeki borç sorunları, doların alternatifsizliğini sürdüren en önemli faktörler arasında yer almaktadır. Doların değer kaybı, bilanço kırgınlıkları yüksek olan gelişmekte olan ülkeler için önemli bir rahatlama sağlayabilir. Macaristan, Türkiye, Mısır, Şili, Malezya ve Kolombiya gibi ülkeler, doların zayıflamasından en çok fayda sağlayan ekonomiler arasında bulunmaktadır.

Özellikle Türkiye, Şili ve Mısır gibi ülkelerde yerel para biriminde tahvil ve döviz piyasalarında hala “yeterince fiyatlanmamış” fırsatlar mevcuttur. Doların zayıflamaya devam etmesi durumunda bu varlıklara olan talebin artması beklenmektedir. Analizler, doların zayıflığına bağlı gelişen ülke para birimlerinin ve yerel tahvil piyasalarının destek bulabileceğini öngörmektedir. Bu da, altın gibi gelişen ülke varlıklarının da “güvenli liman” işlevi görebileceği anlamına gelmektedir.

YORUMLAR YAZ