• ALTIN (TL/GR)
    4.336,77
    % 0,07
  • AMERIKAN DOLARI
    40,2305
    % 0,09
  • € EURO
    46,9843
    % -0,33
  • £ POUND
    54,2277
    % 0,02
  • ¥ YUAN
    5,6047
    % 0,36
  • РУБ RUBLE
    0,5162
    % 0,09
  • BITCOIN/$
    119.285
    % 1,08
  • BIST 100
    10.358,46
    % 0,26

Ekonominin Denge Arayışı

Ekonominin Denge Arayışı

Geçtiğimiz haftanın en önemli gündemi, ekonomi yönetiminin bu yıl ikinci kez TL tasarruflara uygulanan stopaj oranlarını arttırması oldu. 9 Temmuz 2025 tarihinde kısa vadeli TL mevduatlar ve yatırım fonlarına uygulanan gelir vergisi oranlarında değişiklik yapıldı. 6 Aya kadar vadeli mevduat hesaplarının stopaj oranı %15’ten %17,5’e, 1 yıla kadar olan vadeli mevduatların stopaj oranları %12’den %15’e yükseltildi. 

Ekonomi yönetiminin enflasyonla birlikte mücadele etmek zorunda olduğu önemli bir problem de bütçe açığı. Bütçe açığının Gayri safi milli hasılaya oranı Orta Vadeli Planda2025 yılı için 3,1 olarak öngörülmüştü. 2024 yılını 4,9’la kapattı, 2025’in ilk 6 ayında çok sınırlı bir düzelme var ama hala 4,7 gibi sorunlu bir seviyede. Düşen CDS’le birlikte Türk Eurobond’larına ilgi artıyor. Hazine Haziran ayında 7 milyar dolarlık dış borçlanma gerçekleştirdi buna rağmen Haziran’da bütçe aylık bazda 455 milyar açık verdi.12 aylık açık 2,4 trilyona yaklaştı. Hazinenin gelirlerinde Haziran ayında dikkat çekici bir düşüş var ve artan borçlanma faizleri bütçe üzerinde ciddi bir baskı oluşturuyor. İlk çeyrekte faiz giderleri 2024’ün ilk çeyreğine göre %85 oranında artış kaydetmişti.

Bu ay ücret ödemelerindeki enflasyon farkıyla giderler daha da artacak. Bütçe açığını dengelemek için vergi gelirlerinin artması ve bütçe giderlerinin inmesi gerekiyor. MerkezBankası beklendiği gibi Temmuz ayından itibaren faiz indirim sürecine girerse 2 trilyonluk stopaj geliri de düşecek. Stopaj artışı bu düşüşü telafi ederek kamu gelirlerini arttırmayı ve yatırımların uzun vadeye taşınmasını hedefliyor olabilir.

TCMB beklendiği gibi Temmuz ayında 350 puanlık faiz indirimi yaparsa faiz getirisi %17,5 stopajla birlikte aşağı yukarı yıl sonunda beklenen enflasyonla aynı seviyeye geriliyor olacak. Bu durumda para piyasası fonları cazibesini yitirmeye başlayacak. Eskiden alınmış fonlara stopaj artışı uygulanmayacağı için fonlardan yüksek montanlı çıkış beklenmiyor ama yeni giriş çok sınırlı olabilir.

Burada önemli sorun Fon kompozisyonlarında dövize kayma eğiliminin yeniden artıp artmayacağı. Geçtiğimiz hafta stopaj artışından sonra dolar 40 TL’nin üzerine yerleşti. Menkul kıymet ve emeklilik fonlarında dolarizasyon %35’ten %42’ye yükseldi. TL’nin cazibesi azaldıkça paranın dövize kayma riski de artıyor.

Diğer yandan Perşembe günü açıklanan Merkez Bankası verilerine göre brüt rezervler 10 Milyar dolar daha artmış. Toplam brüt rezervler 155 milyar dolar, swap hariç net rezervler 38 milyar dolara yükselmiş oldu. Bu rakamlar döviz rezervlerinin son 3 ayın en yüksek seviyesine ulaştığını gösteriyor. KKM 13 milyar dolara kadar indi. Döviz tevdiat hesaplarının toplam mevduata oranı %35, bu oran %65’e kadar yükselmişti. 19 Mart’ta yaşanan siyasi gelişmelerden sonra Yerli yatırımcının toplam TL varlıklarından 36 milyar dolara yakın bir çıkış olmuştu bu rakamın 33 milyar doları geri gelmiş. Rezervlerdeki pozitif gelişmeler TL’nin kırılganlığını azaltıyor. 

Türkiye CDS’leri 285’e kadar geriledi. Döviz borcunun GSYİH ’ya oranı %40 bandında Tahvil piyasasında talebin uzun vadeli tahvillere doğru kayması ve artan rezervler Türkiye’ye olan güvenin arttığını gösteriyor.

Deutsche Bank Türkiye için yıl sonu politika faizi beklentisini yüzde 37,5’ten yüzde 35’e indirdi. Kurumun revizyonu, TCMB’nin Temmuz ayında 350 baz puanlık indirime gitmesiyle ilgili beklentiyi de arttırdı. Deutsche analistleri faizin yüzde 35’te dengelenmesini, yılsonunda enflasyonun yüzde 29,5 olmasını bekliyor. 

OXFORD Economics ise yayınladığı raporda, Türkiye için makro istikrar ve rezerv artışının önemine değinmiş. Rapora göre zayıf dolardan en fazla pozitif ayrışan ülkelerden birinin Türkiye olması bekleniyor. Oxford Economics Kırılganlıklara rağmen Türk hisse senetleri piyasasına olan talebin artacağını öngörüyor.

Sanayi üretimi Mayıs ayında geçen yıla göre %4,9’luk bir artış gösterdi. Bu yılın 2. Çeyreğinde artış % 3,5 düzeyinde. Yıllık artışın yüksek görünmesi baz etkisinden kaynaklanıyor. Hem daralan iç ve dış Pazar hem de artan finansman giderleri yüzünden borsada işlem gören sanayi şirketlerin bilançolarının düzelmesi biraz zaman alacak ama makro gelişmeler, küresel piyasalardaki pozitif hava ve ucuzluk teması BİST’i hala destekliyor. 

Beklentinin altında gelen Haziran enflasyonundan sonra stopajartışı da borsada risk iştahını arttırdı. Uzun süredir 9000-10000 bandında yatay seyreden BİST100 Endeksi 10400puanı test etti. Endeksin son 2 haftalık TL getirisi yüzde 15’e yaklaşmasına rağmen 11 Temmuz Cuma günü dolar bazında kapanışı 257 dolar seviyesinde kaldı. BİST100, 250 dolar dip seviyesine hala çok yakın Mart ayında 297 doları test etmişti. 275 dolar hala önemli bir direnç seviyesi. Hem siyasi hem jeopolitik belirsizlikler endeksin 275 dolar direncine doğru hareket etmesini zorlaştırıyor.

Son 2 haftadır yaşanan pozitif havanın BİST’te henüz genele yayıldığını söyleyemeyiz. Endeksin lokomotifi yine artan faiz indirimi beklentisiyle birlikte bankacılık sektörü oldu. XBANK Endeksi Cuma günü 16350 puana yakın bir seviyeden kapatarak 17150 zirvesine yaklaştı. Bankaların performansı endeksin bir hayli üzerinde. BİST100 dolar bazında hâlen tarihî ortalamaların oldukça altında seyrediyor. Faiz indirimi sürecinden banaklalar dışında inşaat sektörü ve GYO’lar, yaz sezonu olması nedeniyle ulaştırma sektöründe risk iştahı artabilir. 

25 Temmuz tarihinde Fitch ve Moody’s Türkiye’nin kredi notunu yeniden değerlendirecek. Olumlu bir değerlendirme gelirse BİST’te iyimserlik artacaktır. Endeks dolar bazında dip seviyelerinde ve Borsa İstanbul’da işlem gören şirketlerin toplam değeri 320 milyar dolara kadar geriledi. Zirveseviyesinin %35 altında Diğer gelişmekte olan ülke piyasalarına göre Borsa İstanbul iskontolu işlem görüyor. Rezerv erimesine neden olacak yeni bir sorun olmadığı sürece 2026 beklentileriyle birlikte dirençlerden kar realizasyonu gelse bile pozitif hava sürecektir.

YORUMLAR YAZ