Fitch Ratings, Türkiye’deki sanayi şirketlerinin 2025 yılı boyunca yüksek kredi baskısıyla karşı karşıya kalacağını açıkladı. Kuruluş, yavaşlayan ekonomik büyüme, sıkı kredi koşulları, artan borçluluk oranları ve zayıflayan nakit akışlarının şirketler üzerindeki riskleri artırdığını belirtti.
Kredi derecelendirme kuruluşu Fitch Ratings, Türkiye ekonomisi ile ilgili önemli bir değerlendirme yayınladı.
Fitch’in raporunda, Türk Lirası’nın değer kaybının ithal girdilerin maliyetini artırarak döviz cinsi borç yükünü ağırlaştırdığı, yüksek enflasyonun ise hem satın alma gücünü azalttığı hem de iş gücü maliyetlerini artırarak fiyatlama üzerinde olumsuz etkiler yarattığı ifade edildi.
Fitch, belirsiz para ve maliye politikalarının, faiz oranlarındaki dalgalanmaların öngörülmesini zorlaştırdığını vurguladı. Ayrıca, son zamanlarda reel olarak değer kazanan TL’nin ihracatçılar açısından rekabet gücünü zayıflattığına dikkat çekti.
Likidite Riskleri Artıyor
Fitch’in tahminlerine göre, sektörde birçok şirketin net borç/FAVÖK oranı, 2022’deki yüzde 2,3 seviyesinden 2025’de yüzde 3,8’e yükselecek. Düşük faaliyet nakit akışları ve artan işletme sermayesi ihtiyacı, borçlanmayı artırırken, negatif veya zayıf serbest nakit akışlarının kısa ve orta vadede devam etmesi bekleniyor.
Özellikle yüksek kısa vadeli borç yüküne sahip ve kredi notu ‘B’ kategorisinde olan şirketlerde, refinansman ve likidite riskleri daha belirgin hale gelecektir.
Pek çok firma, yerel bankalarla ilişkilerini sürdürerek kısa vadeli borçlarını çevirebiliyor ancak fonlama koşullarının kötüleşmesi durumunda bu durumun sürdürülebilirliği riski ortaya çıkıyor.
Fitch, Türkiye’nin kredi notunu “BB-” olarak, görünümünü ise “durağan” olarak teyit etti.
İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, sanayi için alarm zillerinin güçlü bir şekilde çaldığını belirtti; “Durum çok ciddi. Hiç kimse bu duruma kayıtsız kalamaz. Sanayicilerimizin sesine kulak verilmeli ve çözümler için acilen harekete geçilmelidir” dedi.