
Geçtiğimiz cuma günü ABD Borsası’nın yaklaşık 1 trilyon dolarlık kaybı, iş dünyasında yeni bir pandemi korkusunu tetikledi. COVID-19’un yarattığı derin yaralar henüz kapanmamışken, piyasalarda dolaşan söylentiler ve The Economist’in 2025 tahminlerinde yer alan “Yeni Pandemi” senaryosu, küresel ekonomiyi alarma geçirdi. Özel sektör, bir kez daha hazırlıksız yakalanmamak için muhtemel bir kapanma dönemine karşı planlarını devreye sokmaya başladı. Peki, Elon Musk’ın “COVID-19 biyolojik bir silahtı ve ABD tarafından fonlandı” iddiası doğru mu? Bu iddia, salgında ölen emeklilerin ABD sosyal güvenlik sistemine 300 milyar dolarlık “tasarruf” sağladığı gerçeğiyle birleşince, komplo teorileri yeniden alevlendi.
GÖZDEN KAÇAN BİYOLOJİK ŞÜPHELER
COVID-19’un ilk günlerinde dikkat çeken bir olay, bugün bile gizemini koruyor. Harvard Üniversitesi Kimya ve Kimyasal Biyoloji Bölüm Başkanı Dr. Charles Lieber, Wuhan Üniversitesi ile yürüttüğü çalışmalar nedeniyle 2020’de tutuklanmıştı. Çin Hükümeti ile bağlantılı olduğu ve biyolojik silahlar üzerinde çalıştığı şüphesiyle gündeme gelen Lieber, yalnızca ABD fonlarını usulsüz kullanmaktan yargılanmıştı. Olayın diğer aktörlerinden Yanqing Ye kayıplara karışırken, Zaosong Zheng ise Boston Logan Havalimanı’nda 21 biyolojik ürünü Çin’e kaçırmaya çalışırken yakalanmıştı. Bu olay, pandeminin kökenine dair soru işaretlerini artırıyor.
ÇİN’DEN YENİ SALGIN SİNYALLERİ
“Çin hapşırınca dünya nezle olur” atasözü bir kez daha gerçek oluyor. Wuhan’da başlayan COVID-19’un acı hatıraları hâlâ tazeyken, Çin’de ortaya çıkan üst ve alt solunum yolu hastalıkları, influenza türleri ve hayvandan insana bulaşan virüsler, küresel sağlığı ve ekonomiyi tehdit ediyor. Kaybedilen yakınlar, bozulan iş düzenleri ve ağırlaşan hayat şartları, insanları yeni bir salgına karşı daha temkinli hale getirdi.
TRUMP VE MUSK’TAN TARTIŞMALI ADIMLAR
İkinci kez ABD Başkanı seçilen Donald Trump, COVID-19 politikalarına karşı sert bir duruş sergiliyor. Okullardaki zorunlu aşı uygulamalarını iptal eden Trump, ücretsiz COVID testlerini sonlandırma planından ise son anda vazgeçti. Öte yandan, ABD Verimlilik Birimi’nden sorumlu Elon Musk, USAID’in “COVID-19 gibi biyolojik silah araştırmalarına fon sağladığını” iddia ederek tartışmayı başka bir boyuta taşıdı. Musk’ın bu çıkışı, salgının ekonomik ve siyasi etkilerini yeniden sorgulattı.
EMEKLİ ÖLÜMLERİYLE “KAZANILAN” MİLYARLAR
COVID-19’un yaşlı nüfusu hedef aldığı süreçte, kapanma kararları ekonomiyi derinden sarstı. Türkiye yaşlılarını korumayı önceliklendirirken, bazı ülkelerin bu ölümleri “emeklilik sisteminde rahatlama” olarak gördüğü iddia edildi. ABD’de yapılan bir araştırma, salgında hayatını kaybeden emeklilerin sosyal güvenlik sistemine 300 milyar doların üzerinde tasarruf sağladığını ortaya koydu. Bu durum, pandeminin sadece sağlık değil, ekonomik bir manipülasyon aracı olduğu şüphelerini güçlendirdi.
KRİZ PLANLARI HIZLA DEVREDE
Küresel piyasalar ve Türkiye gibi gelişmekte olan ülkeler, Çin’den gelen salgın haberlerini endişeyle izliyor. Yeni bir pandeminin ekonomik yıkımı şimdiden hesaplanırken, iş dünyası kriz planlarını raftan indirdi. COVID-19’un bıraktığı kırılganlık, olası bir kapanmaya karşı daha hızlı ve organize bir hazırlığı zorunlu kılıyor.
Sonuç olarak, hem sağlık hem de ekonomi açısından yeni bir sınavın eşiğinde olabiliriz. Çin’deki gelişmeler, Musk ve Trump’ın açıklamaları ve geçmişteki şüpheli olaylar, “Yeni Pandemi” korkusunu daha da körüklüyor. İş dünyası ise bu kez aynı hataları tekrarlamamakta kararlı.
