
5 Mayıs 1818. Prusya Krallığı’nın küçük ama tarihî Trierkentinde, Yahudi bir avukat olan Heinrich Marx ileHollandalı bir hahamın kızı olan Henriette Pressburg’unüçüncü çocuğu dünyaya gelir. Adı Karl’dır. O gün kimse, bu bebeğin bir gün dünya kapitalizmini kökünden sarsacak fikirler üreteceğini tahmin edemezdi.
Babası Heinrich Marx, Aydınlanma düşüncesine bağlı bir Kantçı ve tam bir ‘’liberalidir.” Küçük Karl’ı 13 yaşına kadar evde eğitir. Karl, 17 Yaşına geldiğinde felsefe ve edebiyat öğrenmek için Bonn Üniversitesi’ne gider. Bonn’da bir grup radikal siyasi fikirlere sahip öğrenciden oluşan şairler kulübüne katılır, edebiyatla meşgul olur ama Birçok kavgaya da karışarak Bonn’dan ayrılmak zorunda kalır. Kendini Berlin Hukuk Fakültesi’nde bulan Marx hukuk okurken felsefeden de kopamaz ve bu 2 disiplini birleştirme çabasına girişir.
Berlin’de genç Hegelcilerin arasına karışır. “Diyalektik” kelimesinin hem sağa hem sola çekildiği bu ortamda, Marx rotasını sola kırar. Tezinde Epikür ile Demokritos’u tartışır ama aslında felsefenin teolojiye kafa tutabileceğini ispatlamaya çalışmaktadır. Dönemin sansürlü ortamında fikirlerini yazdığı her gazete ya kapatılır ya yasaklanır 1844’teömür boyu sürecek bir dostluk başlar. Marx Engels’le tanışır
Marx, ters durmakta olan Hegel’in diyalektiğini ayaklarının üzerine oturttuktan sonra Engels’le birlikte Feuerbach’ınmateryalizmine el atar. Fransız devrimi etkisi üzerine da İngiliz ekonomi politiği ile Karşımıza Tarihsel Materyalizmçıkmıştır.
Marx’a göre Tarihsel süreçte insanlık dört aşamadan geçer: ilkel toplum, köleci toplum, feodalizm ve kapitalizm. Her aşamada bir “egemen sınıf” ve bir “ezilen sınıf” vardır. Kapitalizmde bu ikili burjuvazi ve proletarya olarak karşımızdadır. Kapitalist burjuvazi, işçinin emeğini satın alır ama ürettiği değeri ona ödemez. Ortaya çıkan bu fark Marx’a bir “sistem hatası” değil, sistemin ta kendisidir.
1848’de Engels’le birlikte yazdıkları Komünist Manifesto, kısa ama etkisi büyük bir metindir. Manifestonun İlk cümlesi tarihe geçer;
“Avrupa’da bir hayalet dolaşıyor – Komünizm hayaleti.”
Manifesto, tarihin sınıf mücadelesiyle şekillendiğini, burjuvazinin mezar kazıcısı olan proletaryanın örgütlenip devrim yapacağını ilan etmekte ve yine tarihe geçen bir sloganla sona ermektedir.
“Tüm dünya işçileri, birleşin!”
175 yılı aşkın süredir bu çağrı yankılanıyor. Kapitalizmfabrikalardan dışarı çıktı Platform ekonomisi, yapay zekâ, veri, algoritma vs olarak dijital ortamlarda dolaşıyor.
Bugün özelleştirilen üretim araçları sadece makinelerden ibaret değil: bilgi, doğa, hatta gelecek bile özelleştirildi.
Bugün Marx yaşasa, küresel servetin %50’sinin %1’lik kesimin elinde toplandığına hiç şaşırmazdı diye düşünüyorum. Bir elinde “Das Kapital 5.0”, diğer elinde cep telefonu ekranıyla hâlâ aynı soruyu soracaktı belki de:
“İnsan emeği neden bu kadar değersiz?”
Bugün sadece onun değil insan emeğinin adalet arayışının da doğum günü sayılır
İyi ki doğdun Karl Marx.”
